Motosikletle tanışmam 😊


Motosiklet hayranlığım küçük yaştan beri vardı fakat hep başaramam düşüncesiyle beraberdi. İlk başta annem karşı çıkardı. Kız-erkek farketmez anneler genelde karşı çıkarlar. Tehlikelidir. Annem de beni şaşırtmadı ne zaman lafı geçse aklından bile geçirme derdi. Babam ise gençliğinde motosiklet kullanmış, tadına varmış. Ama yine de aileyi ikna aşaması zor. Ama araba ehliyetini daha 18 yaşıma bastığım gibi “git ehliyete yazıl” diyerek anında aldırdılar 😊Üniversite bitti, çalışma hayatı başladı. Bu arada yapamam düşüncesi aklımda, annemin dediği gibi aklımdan bile geçirmemeye çalışıyorum motosiklet kullanmayı.İş yaşamımda görev yaptığım 2. firmam gümrük ve lojistik firmasıydı ve kurye departmanı vardı. Kurye departmanı yaklaşık 15 motosiklet demekti. Konusunda uzman, her gün yollarda olan, motosiklet kullanmaktan zevk alan ve bunu işi olarak yapan arkadaşlar…Her molamda soluğu o departmanda alıyordum. Küçük çocukların “abi bu kaç basar” tarzı sorularımla değil de “nerden başlamak lazım? Önce kask mı alayım abi? Motor alıp, ehliyetimi sonra mı alayım abi?...” gibi bilgileri almaya çalıştım. Cevap veriyorlardı ama hep sonuna “evladım git bu işler tehlikeli. Kız başına nasıl yapacaksın? Git arabayla gez” gibi sözlerle bezdirmeye çalışıyorlardı. Tek tek hepsinden bana kullanmayı öğretmelerini istedim. Teker teker red cevabımı aldım oturdum. Pes ettim mi? Etmedim. Sen anca scooter kullanırsın bizde de yok dediler. Yok ben vitesli kullanacağım zaten scooter istemiyorum dedim. 1-2 ay sonra içlerinden biri pes etti. Madem vazgeçmeyeceksin bizden biri öğretsin dedi. O cumartesi günü motorunu (kırmızı bir ybr idi) aldı geldi. (bu arada hiç kullanmadığımı söylememiştim, pratik yapacağım ve ehliyet sınavına gireceğim diye düşünmüş abimiz) Motosikleti bana bıraktı, ben şurada oturacağım, sen tur at gel dedi. Bir ona bir motora baktım…”Vitesi burdan kontrol edeceğim, bu da fren değil mi?” dedim. Arkadaş dedi ki “hiç kullanmadın değil mi daha önce?” Evet dedim. Anlattı bu fren bu gaz bu debriyaj, haydi tur at gel dedi  tur atmayı başardım dönüp durdum. Bir süre sonra sıkıldım aynı yerde dön dur…Seslendim ben sıkıldım diye tamam gel dur dedi. Geldim, durdum da ama motoru tartamadım, hooop devirdim. Neyse ki bacağımı kurtarmayı akıl etmiştim 😊 Motora da bir şey olmadı. Abimiz dedi ki ya haklısın ben sana durmayı öğretmedim. Yolu değiştir biraz da şöyle dolaş dedi. Birkaç tur da diğer yöne atıyordum ki dönüşte hızımı ayarlayamayıp kaldırıma tosladım, düştüm. Pantolonum ve dizim tabii kan içinde kaldı. Abimiz uzakta, koşsun mu beklesin mi şaşırdı. Ben de pişman olmasın diye motoru kaldırdım, elimle bir şey yok işareti yaptım ve yanına sürdüm. “Dizin parçalanmış, sanırım bu ilk ve son motosiklet maceran” dedi. “ Tabii ki hayır dedim, haftaya gidip düzgün, kaliteli bir dizlik bakmam gerekiyor bunu anladım, gitmişken kask da alırım” dedim.Bunu duyunca, “şimdi emin oldum sen bu işi bırakmayacaksın, ciddi çalışalım bari” dedi. Bir iki haftsonu da parkur oluşturup, dönüş, slalom, vites değiştirme, ani duruşlar…Çalıştık. Ehliyet sınavı zamanı geldi çattı. Annem memleketten dönüyor aynı gün. Ben çıkıyorum evden, annem giriyor. “Nereye?” dedi. “Ehliyet sınavına” dedim. “Ehliyetin var ya senin” dedi. “Yoksa?... dedi. Ben kaçtım. Sınav yerine geldiğimde işyerimden 3-4 arkadaş duvar kenarında beni izlemeye gelmişler. Heyecan oldu 2 katı. Sonuç ise 95 ile geçtim 😊 Eve geldim. Annem beni bekliyor. “Ne yaptın?” diye sordu. “Geçtim” dedim. Öyle bir gülümsedi ki gururla,” biliyordum zaten, benim kızım başarır” dedi 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hasan Boğuldu Göleti ve Sütüven Şelalesi - Edremit - Balıkesir

Karaburun - Çatalca

Amsterdam - Hollanda